Merhaba sevgili okur. Anne with an E ‘den sonra izlediğim, en naif Netflix mini dizisi Maid‘den bahsetmek istiyorum sizlere. Dizimiz, bekar bir anne olan Alex‘in, kızıyla beraber verdiği yaşam savaşını konu alıyor.
Alex, bir gece yarısı, kendisine psikolojik şiddet uygulayan alkol bağımlısı erkek arkadaşıyla yaşadığı karavandan ayrılmaya karar veriyor. Maceramız işte tam da bu noktada başlıyor.
Bipolar teşhisi konmuş bir anneye ve yeni bir evlilik yapmış bambaşka bir hayat süren bir babaya sahip. Üniversitede yazarlık okuma hayali kuruyor olsa da hayatını geçindirebilmek için temizlik işine girip düşkünler evinde kalmak zorunda kalıyor.
Daha ilk bölümden dizi, gelir eşitsizliğini ve bir annenin ayakları üzerinde durma yolculuğunu gerçekliğiyle gözler önüne seriyor. Her bölüm Alex’in sorunlarının üstesinden gelişini ,ailesindeki ve kendindeki yanlışları düzeltme çabasına tanık oluyoruz.
Dizi asıl olarak Stephanie Land’in Maid: Hard Work, Low Pay ve a Mother’s Will to Survive adlı anı kitabından ilham alıyor. Dizi sonlarına doğru beni kendine epey bi bağladı ve duygulandırdı. Konunun ilerleyişi, oyunculuklar ve müziklerin kullanım şekli çok iyiydi.
Alexin sıfırdan kendine bir hayat kurma sürecinde edindiği dostluklar, farkına vardığı gerçekler ve hayallerinin peşinden koşması harika bir dille anlatılıyordu. Ben izlerken hem güldüm hem de kendimce dersler çıkardım. Kısacası diziden büyük keyif aldım dostlar. Herkese tavsiye ederim. İyi seyirler…